İSMAİL (a.s) İbrahim (a.s) in hiç çocuğu olmuyordu. Bir gün Sare hatun İbrahim (a. s)’a: -Hacer’i sana vereyim, umulur ki ondan oğlun olur, dedi. İb*rahim (a. s) da O’na; “peki”..
Yayınlanma:Güncelleme:80 views
İSMAİL (a.s)
İbrahim (a.s) in hiç çocuğu olmuyordu. Bir gün Sare hatun İbrahim (a. s)’a:
-Hacer’i sana vereyim, umulur ki ondan oğlun olur, dedi. İb*rahim (a. s) da O’na; “peki” dedi. Sare’de, cariyesi Hacer’i İbrahim (a.s)’a bağışladı.
İbrahim (a.s)’m ondan nur topu gibi bir oğlu dünyaya geldi. Onun adını İsmail koydular. Sare hatun bundan sonra Hacer’i kıskanmaya başladı.
Sonunda İbrahim’e:
-Bu ikisini gözümün önünden götür, artık ben böyle yaşaya*mam, dedi. İbrahim (a.s) çaresiz çocuğu ve Hacer’i alarak nereye gideceğini bilmeden yol almaya başladı.
Sonra Cebrail’in işaretiyle onları Mekke’ye götürdü. Issız bir yere bırakıp gitti. Hacer arkasından:
“Bizi böyle ıssız bir yerde kime bırakıyorsun” deyince İbrahim (a.s)- “Allah’a” dedi.
Hz. Hacer
-Madem öyle, o bize bakar, sen dön, dedi.
Hz. Hacer ile Hz. İsmail, şimdi zemzemin bulunduğu o yerde konakla dılar. Yemekleri ve içecekleri tükenince Hz.Hacer ne ya*pacağını bilemedi. Bebeği susuzluktan ağlıyordu.
Belki su bulurum ümidiyle Safa dağının üzerine çıkıp etrafa baktı. Sonra Merve dağına çıktı. İkisinin arasında koşarak yürü*dü. (Bügünkü hac farizasında yapılan say ibadeti Hz. Hacer’in sünnetidir.)
Hz. İsmail ise bir yandan ağlıyor bir yandan da ayağını yere vuruyordu. Ayağını son kez yere vurmasıyla yerden su fışkırdı.